Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız: Ülkemizin kritik süreçlerinde elimizi taşın altına koyuyoruz
Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, “Ülkemizin geçirdiği tüm kritik süreçlerde Memur-Sen ve Diyanet-Sen ailesi olarak elimizi taşın altına koyuyoruz.” dedi.
Yıldız, Amasya’nın Suluova ilçesindeki toplantıda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığında 20 yıldır tek yetkili sendikanın kendileri olduğunu söyledi.
Hak ve kazanımlar konularında Diyanet görevlilerine sahip çıktıklarını, sorunların tespitini yapmak ve çözüm üretmek için mücadele ettiklerini anlatan Yıldız, “Değerler sendikacılığı noktasında çalışmalar yapmak zorundayız, ülkemize ve gönül coğrafyamıza vefa borcumuz vardır. Bu noktada yükümlülüklerimiz, sorumluluklarımız vardır. Ülkemizin ve gönül coğrafyamızın geçirdiği kritik süreçlerde, kritik dönemlerde her zaman inisiyatif alır ve bu inisiyatifin gerekliliklerini de her zaman yerine getiririz.” ifadesini kullandı.
Yıldız, Türkiye’nin yaşadığı tüm felaketlerde görev aldıklarına değinerek, şunları aktardı:
“Ülkemizin geçirdiği tüm kritik süreçlerde Memur-Sen ve Diyanet-Sen ailesi olarak elimizi taşın altına koyuyoruz. Manavgat yangınlarında, Sinop ve Kastamonu’daki sel felaketlerinde, ülkemizin yaşadığı deprem felaketinde, salgın döneminde ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ kampanyalarında Memur-Sen ailesi bu anlamdaki tüm gelirlerini, bu konudaki birikimlerini seferber etmiştir. Bundan sonra da seferber etmeye devam edecektir.”
Filistinlilerin de yanında olduklarını vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Gazzeli kardeşlerimizin yanında olarak faaliyetlerimizi ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Filistin’e Destek Platformu oluşturduk. 5 Mart’ta Elazığ’dan tekrar bir ses vereceğiz ve zalimlere karşı haykıracağız, katil ABD’yi, katil AB’yi ve katil Birleşmiş Milletleri tekrar burada bu anlamda telkin etmeye devam edeceğiz. İslam ülkesi yöneticilerini de daha hassas, daha duyarlı, daha omurgalı ve elini taşın altına koyacak şekilde hareket etme şeklinde baskılıyoruz ve bunları baskılamaya devam edeceğiz. Kudüs’ün kaderini, İstanbul’un kaderi olarak biliyoruz. Gazze’nin kaderini, Türkiye’nin kaderi olarak bildiğimiz için bu faaliyetleri ve çalışmaları yapıyoruz.”